Translate

İzleyiciler

human etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
human etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Haziran 2011 Perşembe

İnsan manyetik alanı algılıyor!

 Bilim insanları, yaptıkları deneylerde bugüne kadar altıncı his olarak bilinen şeyin insanların “manyetik alanları tespit edebilme” kapasitesi olabileceğini ortaya koydu.

Reppert ve ekibinin gerçekleştirdikleri deneylerde, meyve sineklerinde bulunan ve “kriptokrom” (cryptochrome) olarak bilinen bir protein yerine, aynı proteinin insan retinasındaki versiyonu nakledildi.

Normal meyve sinekleriyle, modifiye edilen sinekler T şeklinde labirente kondu. Sineklerin üzerlerine yerleştirilen küçük bobinler aracılığıyla manyetik alan oluşturuldu. Reppert ve meslektaşları, modifiye edilmiş sineklerin oluşturulan manyetik alana saptıklarını gördü.

Sonuçta, insanlarda bulunan proteinin manyetik alan detektörü işlevi gördüğü anlaşıldı. Ancak insanların bu proteini manyetik alanları görebilmek için kullanma yeteneğine sahip olup olmadığı bilinmiyor.

Massachusetts Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Steven Reppert, “Manyetik alanların hayvanların göç etmesinde ne kadar önemli rol oynadığı biliniyor. Belki de bu protein insanların da manyetik alanları tespit etmesine yarayabilir” ifadesini kullandı.

UZAY VE ZAMANI FARKLI ALGILIYORLAR

Deniz kaplumbağaları ve göçmen kuşları dahil birçok hayvanın yön bulmak için kullandığı manyetik alan hissetme yeteneği, aynı zamanda görsel uzayı algılamakta da faydalı olabilir.

21 Mayıs 2011 Cumartesi

Dedikodu beynimizin bir parçası

Beyin üzerinde yapılan bir araştırma, dedikodunun karakterden gelmediğini, tersine beynin "bir parçası" olduğunu gösterdi. Dahası, ilkel insanların evriminde bile dedikodu önemli bir rol oynadı.

Science dergisinin yayımladığı araştırmanın sonuçları, insan beyninin dedikoduya cevap verme yeteneği olduğunu gösterdi. Araştırmaya göre, negatif dedikodular görsel sistemimizin belli bir yüze gösterdiği tepkiyi doğrudan etkiliyor.
Araştırma ekibinin başındaki isim, Northeastern Üniversitesi’nden Lisa Barrett, “Dedikodular, kimin düşmanınız ve kimin arkadaşınız olduğunu belirlemenizde size yardımcı oluyor” dedi.

24 Nisan 2011 Pazar

İnsanlar bağırsak gruplarına ayrılabilir

Bilim adamları, insanların kan gruplarına benzer bir şekilde ‘bağırsak grupları’ açısından da sınıflandırılabileceğini ve bu buluşun birçok hastalığın tedavisinde çığır açabileceğini ortaya çıkardı.

Almanya’daki Avrupa Moleküler Biyoloji Labaratuvarı’nda yapılan araştırmaya göre, insan bağırsakları ırk, yeme alışkanlıkları, kilo, yaş veya sağlık durumundan bağımsız olarak üç farklı türe ayrılıyor.

DNA örneğinden mükemmel eş!

Biyoloji öğrencilerinin verdiği çöpçatanlık hizmeti sayesinde en uygun partner genetik özelliklere bakılarak bulunuyor.

Almanya'da kurulan bir çöpçatanlık şirketi, başvuranlar için en uyumlu genetiğe sahip adayları buluyor. Mühih'te biyoloji öğrencileri tarafından verilen Gmatch hizmeti, kişilerin DNA örneklerini alarak, gen havuzlarında en uygun partneri arıyor.

22 Nisan 2011 Cuma

İşte 2100’de yaşam!

2100 yılında insanoğlunu nasıl bir geleceğin beklediğini anlatan Amerikalı bilim insanları; insanların ölene kadar 30’lu yaşlarında kalacağını ve birçok sektörde de robotların iş gücünde kullanılacağını tasvir ediyor

ABD’li fizikçi Michio Kakui, 300 bilim insanı ile görüşerek yazdığı “Geleceğin Fiziği” adlı kitapta 2100 yılında insanlığı nasıl bir geleceğin beklediğini anlattı.

Bilim insanları 2100’deki dünyayı şöyle tasvir ettiler:

- Yaşlanma genleri keşfedilecek ve yaşlanma 30’lu yaşlarda durdurulacak.,

17 Şubat 2011 Perşembe

Absest Tütün Kadar zararlı

Genellikle inşaat sektöründe kullanılan ''asbest''e maruziyet ile yeraltı ve yerüstü sulardan yayılan, çevresel radyoaktiviteye en önemli kaynak olduğunu kabul edilen doğal gaz türü ''radon'', akciğer kanserinde tütünden sonra en önemli etkenler olarak gösteriliyor.
Dünya üzerinde yaklaşık 125 milyon kişinin, iş yerlerinde maruz kaldığı ''asbest'', kansere yol açan çevresel faktörler içinde yerini alırken, iş yerinde maruz kalınan asbest ile ilişkili akciğer kanseri, mezotelyoma ve asbetosis hastalıklarından 107 bininin ölümle sonuçlandığı belirtiliyor.
Bilim insanları, radon maruziyetini, sigaradan sonra akciğer kanserinin ikinci önde gelen nedeni olarak gösteriyor. ABD'de, yıllık toplam 160 bini bulan akciğer kanseri ölümlerinden yaklaşık 21 bininin radon radyasyonu ile ilişkili olduğu ifade ediliyor.

4 Aralık 2010 Cumartesi

Bilim adamları Van Gölü'nün suyunda şifa arayacak...

Van Valiliği bu yıl başlattığı ulusal ve uluslararası etkinliklerine bir yenisini daha ekliyor. 1 hafta önce '2. Uluslararası Doğu Anadolu Bölgesi Geleneksel Mutfak Kültürü ve Van Yemekleri Sempozyumu'na ev sahipliği yapan Van, bu kez Van Gölü suyunun, sedef hastalığı başta olmak üzere cilt hastalıklarını iyileştirdiği yönündeki bulgular üzerine 'Tamara'nın güzellik sırrı açığa çıkıyor' sloganıyla bir çalıştaya da ev sahipliği yapacak.

Biz insanlar aslında düz gidemiyormuşuz!

Bir araştırma aslında insanların dümdüz gidemediklerini ortaya çıkardı. İşte garip gerçek...

Max Planck Enstitüsü'ndeki araştırmacılar insanla ilgili pek bilinmeyen oldukça ilginç bir detayı ortaya çıkardı. Araştırmacılara göre, gözleri kapalı bir insan dümdüz gitmek yerine her zaman daireler çiziyor.
Sisin içinde ya da gözleriniz bağlı , araba kullanmaya veya gemide gitmeye çalışırsanız dümdüz gitmeniz olası değil. Ne kadar çok çalışırsanız çalışın, araştırmacıların yaptıkları deneylere göre daireler çizip duruyorsunuz.

27 Kasım 2010 Cumartesi

Kimi kandırıyoruz?

Araştırmaya göre insanlar daha az gayret gerektiriyorsa doğru olanı yapmaktan çok yalan söyleme ve hileye eğilimli.

Bilimciler insanların ahlak kuralları dışında hareket etmeye ne derece istekli olduklarını test ettiler ve sonuca ulaşmak için çok fazla enerji harcamak gerekmiyorsa bu yola başvurduklarını tespit ettiler. Bulguların, yardım ve hayır çalışmalarını geliştirmek için iyi bir fırsat olduğu düşünülüyor.
Toronto Üniversitesi’nden Rimma Teper, yönetmiş olduğu projeye ilişkin olarak “İnsanlar eğer kural ihlali apaçık olmayacaksa hile yapmaya çok daha eğilim gösteriyorlar. Örneğin bir kişinin yardım talebini açıkça reddetmektense yalan söyleyebiliyorlar.”

21 Kasım 2010 Pazar

Kadınların beyni daha aktif

Kanada'da yapılan araştırmaya göre erkeğin beyni daha iyi dinleniyor.

Kanada'da yapılan bir araştırma sonucuna göre, dinlenme sırasında kadınların beyninin erkeklerinkinden daha aktif olduğu iddia edildi.

18 Kasım 2010 Perşembe

İşte akıllı yara bandı!

Bilim insanları yeni bir yara bandı geliştirdi. Eğer plasterin üzerine yapıştırıldığı yara iyileşmiyorsa yarabandı mor rengini alıyor.
Vücutta oluşan küçük yaralar birkaç günde iyileşiyor. Oysa derin yaraların iyileşmesi daha uzun sürüyor. Yara bantı yapıştırılan derin yaralarda yaranın iltihap kapıp kapmadığını anlamak için plasteri çıkarıp bakmak gerekiyor.

Kızılderililer bin yıl önce Avrupa’ya gelmiş

Yapılan bir genetik araştırma Amerikan yerlilerinin Colomb’un Yeni Dünya’ya ayak basmasından beş yüz yıl önce Avrupa’ya geldiğini ortaya çıkardı.

Uzun yıllar boyunca Christoph Colomb’un Amerika’ya giden ilk Avrupalı olduğu düşünüldü. Ancak yapılan son arkeolojik araştırmalar Vikinkler’in Colomb’dan çok daha önce, 10’uncu yüzyılda Kuzey Amerika’ya gittiğini ortaya çıkardı.

5 Kasım 2010 Cuma

İnsanın en meşgul olduğu yaş belirlendi

#1 (permalink)
Yaplan araştırmaya göre, 33 yaş, yoğun iş temposuyla ailevi ve sosyal faaliyetler arasında denge oluşturulmaya çalışılan ve bu aktivitelerin hayatta en çok zaman aldığı dönem. Araştırmaya göre, 33 yaşında yapılacak o kadar çok iş var ki, uyku saatleri iyice kısalıyor. Araştırmaya katılan 33 yaşındaki bireylerin üçte biri günde ortalama sadece beş saat uyuyabildiklerini söylerken, üçte ikisi haftada 38 saatten fazla zamanı ofiste geçirdiğini belirtti.
Yüzde 60, her şeye vakit ayırabilmek için işle ilgili ve sosyal hayata dair randevularını iki kez planlamak zorunda kaldıklarını söylüyor. Zira aile ve iş sürekli çakışıyor, 33 yaşındakilere sevdikleri bir şeyi yapabilmek için sadece bir saat kalıyor.

3 Kasım 2010 Çarşamba

İnsan beyninin stratejik oyunu

Başka insanların zihnindeki imajımızı yönlendirmeye çalışmamızın nedeni beyne özgü bir faaliyetten kaynaklanıyor.
Amerikalı araştırma ekibi fonksiyonel manyetik rezonans görüntülemeden (fMRI) yararalanarak, insan beyninin stratejik bir oyun oynadığını gözler önüne serdi.
PNAS dergisinde yayınlanan araştırmada, rakiplerini aldatmaya çalışan kişilerde özgün bir beyinsel aktivite olduğunu ortaya koydu.
Araştırmada elde edilen sonuçların, akıl hastalarının zihinlerinde neler olup bittiğini öğrenme çabalarına ışık tutacağı belirtiliyor.

Kök hücre tedavisinde yeni dönem

Kök hücre uygulamalarında hastalara verilecek kök hücreler bundan böyle Sağlık Bakanlığı'ndan ruhsatlı merkezlerde üretilecek ve bu kök hücrelerin gerekli standartları taşıması sağlanacak. 
Sağlık Bakanlığı Kemik İliği Nakli Bilimsel Komisyon Başkanı Prof. Dr. Osman İlhan, bir süre önce yürürlüğe giren İnsan Doku ve Hücreleri ile Bunlarla İlgili Merkezlerin Kalite ve Güvenliği Hakkında Yönetmelik ile kök hücre uygulamalarında yeni bir dönem başladığını bildirdi.
Bu yönetmelikle Türkiye'deki kök hücre uygulamalarının Avrupa standartlarına uygun şekilde yapılmasının sağlandığını anlatan İlhan, ''Bu düzenleme gerek kök hücre uygulaması yapacak merkezlerin ruhsatlandırılması, gerekse hastalara verilecek kök hücrelerin güvenilirliği açısından çok önemli'' şeklinde konuştu.
Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de son zamanlarda çeşitli hastalıkların tedavisine yönelik kök hücre uygulamalarının arttığına işaret eden İlhan, ''Bugüne kadar bu uygulamalarda kullanılan kök hücrelerin miktarı, kalitesi ve olası yan etkileri ile ilgili bir denetim mekanizması yoktu. Kök hücre uygulamaları bir umut olarak görülse de tedavide doğru merkezlerde üretilen doğru kök hücrelerin kullanılması hasta güvenliği açısından çok önemli. Aksi halde hastada istenmeyen yan etkiler ve olumsuz sonuçlar ortaya çıkabilir'' uyarısını dile getirdi.
Kimi ülkelerde kök hücre uygulamalarında zaman zaman olumsuz sonuçlar ortaya çıkması üzerine bu konuda bir standardizasyona gidilmesi gereği duyulduğunu ifade eden İlhan, dünyada mevzuatla ilgili yaşanan gelişmeler konusunda şu bilgileri aktardı:

2 Kasım 2010 Salı

2100’de dünya nasıl olacak?

Bilim adamları 90 yıl sonra insanların 140 milyon nüfuslu şehirlerde yaşayacağını öngörüyor...
Teknolojinin hızla ilerlemesinden ilham alan bilim adamları 2100 yılında dünyanın nasıl bir yer olacağını tartışıyor. Buna göre insanlar 140 milyon nüfuslu şehirlerde yaşayacak, genetik mühendisliği ile mükemmel hale getirilecek, ordular ve savaş teknolojileri ise bilim kurgu filmlerini aratmayacak.
ABD Savunma Bakanlığı askerlerin kafalarına yerleştirilerek daha hızlı düşünmelerini sağlayacak, beyinlerine bilgi yükleyecek hatta düşüncelerini kablosuz internet aracılığıyla iletmelerini sağlayacak bir bilgisayar sistemi üzerinde çalışmaya başladı bile.