Manchester Üniversitesi bilim insanları, 10 milyon yıl önce yaşayan dinazorların ten rengi ve tonlarının neye benzediğiyle ilgili ilk kez bir fikir ortaya koydu.
Uzmanlar, geliştirilmiş bir ışın tekniğiyle tarih öncesi devirde yaşayan bu hayvanlarla ilgili ipuçları ortaya çıkardı.
Computer - Internet Technology Design World --Tasarım --------Bilim ve Toplum - Bilim ve Teknik -- Sosyal Medya - internet,oyun,bilgisayar,bilişim,Programlam,Twitter,Instagram,Facebook
İzleyiciler
nature etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
nature etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
3 Temmuz 2011 Pazar
Dinozorların rengi nedir - Dinozorlar ne renktir
internet,bilgisayar,oyun,tasarım,bilişim,bilim
animal,
biology,
dinosaur,
dinozorlar,
dinozorların,
history,
nature,
nedir,
rengi,
renktir,
science,
technology,
world
27 Haziran 2011 Pazartesi
Uzaylı bebek
Tayland'ta bulunan uzaylı benzeri ceset herkesi şaşkına çevirdi.
Bir inekten ölü doğduğu iddia edilen ceset yakından incelendiğinde bir bebeğe benziyor.
Yöre halkını şaşkına çeviren cesedin bir uzaylıya ait olduğunu iddia edenler de oldu.
Ancak yöre halkı buldukları bu cesede kendi geleneklerini uyguladı.
Üstüne pudra döktükten sonra kötülükleri kovmak için cesedi yakan köylüler bu şekilde ruhun huzur içinde yeniden doğacağına inanıyor.
Bir inekten ölü doğduğu iddia edilen ceset yakından incelendiğinde bir bebeğe benziyor.
Yöre halkını şaşkına çeviren cesedin bir uzaylıya ait olduğunu iddia edenler de oldu.
Ancak yöre halkı buldukları bu cesede kendi geleneklerini uyguladı.
Üstüne pudra döktükten sonra kötülükleri kovmak için cesedi yakan köylüler bu şekilde ruhun huzur içinde yeniden doğacağına inanıyor.
internet,bilgisayar,oyun,tasarım,bilişim,bilim
alein,
animal,
baby,
biology,
nature,
science,
technology,
world
26 Haziran 2011 Pazar
Mercan kayalıklarının ağarması yavaşladı
Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi’nin son iklim tahmin raporunda uzun süre sonra müjdeli bir haber yer alıyor.
Dairenin uzmanları, okyanuslarda iklim değişikliğine bağlı nedenlerden ötürü on yıllardır ağarmakta olan ve kuruyan mercan kayalıklarının bu yıl rahat bir nefes alacağını söylüyor.
Deniz bilimciler ve çevreciler neredeyse 30 yıldır tüm dünyadaki mercan kayalıklarının hızla tahrip olduğuna dair uyarıda bulunuyor. Şimdiyse Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi NOAA’in tahminlerine göre deniz suyundaki serinleme nedeniyle bu yıl mercan kayalıklarında ağarma görülmesi öngörülmüyor. Mark Eakin NOAA Mercan Kayalıkları Gözlem programından:
Dairenin uzmanları, okyanuslarda iklim değişikliğine bağlı nedenlerden ötürü on yıllardır ağarmakta olan ve kuruyan mercan kayalıklarının bu yıl rahat bir nefes alacağını söylüyor.
Deniz bilimciler ve çevreciler neredeyse 30 yıldır tüm dünyadaki mercan kayalıklarının hızla tahrip olduğuna dair uyarıda bulunuyor. Şimdiyse Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi NOAA’in tahminlerine göre deniz suyundaki serinleme nedeniyle bu yıl mercan kayalıklarında ağarma görülmesi öngörülmüyor. Mark Eakin NOAA Mercan Kayalıkları Gözlem programından:
Sağır arılar dans ile haberleşiyor!
Koloniler halinde gezen arıların haberleşme yöntemi bilim adamlarını hayrete düşürüyor.
Sağır olmaları sebebiyle sesli iletişim kuramayan arıların dans ederek anlaştığını belirten Uludağ Üniversitesi (UÜ) Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Tayar, yiyecek kaynağının kovana uzaklığı, doğrultusu, zenginliği gibi gerekli her türlü bilginin bu dansta gizli olduğunu söyledi.
Sağır olmaları sebebiyle sesli iletişim kuramayan arıların dans ederek anlaştığını belirten Uludağ Üniversitesi (UÜ) Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Tayar, yiyecek kaynağının kovana uzaklığı, doğrultusu, zenginliği gibi gerekli her türlü bilginin bu dansta gizli olduğunu söyledi.
18 Haziran 2011 Cumartesi
Tersine göçü internette canlı izle
Van Gölü'ndeki, akıntının tersine göç devam ediyor.
Dünyada nadir görülen üreme göçü hikayesiyle büyük ilgi toplayan inci kefalinin yolculuğu internetten canlı olarak yayınlanmaya devam ediyor.
Dünyada nadir görülen üreme göçü hikayesiyle büyük ilgi toplayan inci kefalinin yolculuğu internetten canlı olarak yayınlanmaya devam ediyor.
internet,bilgisayar,oyun,tasarım,bilişim,bilim
animal,
canlı,
fish,
göçü,
internet,
internette,
izleyin,
lake,
nature,
science
13 Haziran 2011 Pazartesi
Yaşam uzaydan mı geldi?
Göktaşı üzerinde yapılan analizler Dünya'daki yaşamın uzaydan kaynaklandığını gösteriyor.
11 yıl önce Kanada'ya düşen meteorun parçaları, yaşamın yapıtaşlarının uzaydan geldiğine dair güçlü kanıtlar sunuyor.
Britanya Kolombiyası'ndaki Tagish Gölü'ne düşen kaya parçalarında bir organik karışımına rastlandı. Bu bileşimler, amino asit ve monokarbokslik asitler içeriyor. Bunlar, Dünya üzerindeki ilk basit hayat formlarının evrimi açısından temel önem taşıyan moleküller.
11 yıl önce Kanada'ya düşen meteorun parçaları, yaşamın yapıtaşlarının uzaydan geldiğine dair güçlü kanıtlar sunuyor.
Britanya Kolombiyası'ndaki Tagish Gölü'ne düşen kaya parçalarında bir organik karışımına rastlandı. Bu bileşimler, amino asit ve monokarbokslik asitler içeriyor. Bunlar, Dünya üzerindeki ilk basit hayat formlarının evrimi açısından temel önem taşıyan moleküller.
internet,bilgisayar,oyun,tasarım,bilişim,bilim
biology,
genetic,
life,
nature,
science,
space,
technology,
universe,
world,
yaşam
5 Mayıs 2011 Perşembe
Mağarada 25 bin yıllık resimler!
İspanya'nın kuzeyindeki bir mağarada, yaklaşık 25 bin yıl önce çizilmiş resimler bulundu.
İspanyol yetkililer, antik yerleşimlerle ilgili işaretler arayan arkeologlar tarafından tesadüfen bulunan mağara resimlerinin, tarih öncesi insanlar tarafından çizildiğini söylediler.
Mağaranın duvarına çizilmiş kırmızı renkteki at ve insan elleri resimlerinin, zaman içinde çok bozuldukları için fark edilmesinin zor olduğu ve Altamira Mağarası’ndaki resimlerle hemen hemen aynı zamanda çizildiği belirtildi.
İspanyol yetkililer, antik yerleşimlerle ilgili işaretler arayan arkeologlar tarafından tesadüfen bulunan mağara resimlerinin, tarih öncesi insanlar tarafından çizildiğini söylediler.
Mağaranın duvarına çizilmiş kırmızı renkteki at ve insan elleri resimlerinin, zaman içinde çok bozuldukları için fark edilmesinin zor olduğu ve Altamira Mağarası’ndaki resimlerle hemen hemen aynı zamanda çizildiği belirtildi.
Kuş büyüklüğünde karınca!
ABD'de bilim insanları dev bir karıncanın fosilleşmiş kalıntılarını buldu.
Yaklaşık 5 santimetre uzunluğundaki karınca şişkin kuyruk kısmıyla dikkat çekiyor.
Bundan yaklaşık 50 milyon yıl önce yaşamış olduğu düşünülen karınca, bugüne değin rastlanılan en büyük karınca türlerinden biri.
Fosil, Wyoming eyaletinde eskiden göl olan bir yüzeyin altında keşfedildi.
Yaklaşık 5 santimetre uzunluğundaki karınca şişkin kuyruk kısmıyla dikkat çekiyor.
Bundan yaklaşık 50 milyon yıl önce yaşamış olduğu düşünülen karınca, bugüne değin rastlanılan en büyük karınca türlerinden biri.
Fosil, Wyoming eyaletinde eskiden göl olan bir yüzeyin altında keşfedildi.
internet,bilgisayar,oyun,tasarım,bilişim,bilim
animal,
archeology,
biology,
büyüklüğünde,
fossil,
giant ant,
history,
karınca,
kuş,
nature,
science,
world
29 Nisan 2011 Cuma
Korkunun kokusunu alabiliyoruz!
Romanların klişelerinden biri olan “korkunun kokusu” bilimsel olarak kanıtlandı.
Yapılan bir araştırmaya göre insanlar, karşısındakinin stres altında olduğunu ya da korktuğunu vücutlarının salgıladığı bir kimyasal olan feromon sayesinde algılayabiliyorlar.
Su altında korkan ve stres altında bulunan dalgıçların salgıları incelendiğinde, bu salgının kokusunu farkında olmadan aldığımız ve dolayısıyla karşımızdakinin korktuğunu düşündüğümüz açıklandı.
Yapılan bir araştırmaya göre insanlar, karşısındakinin stres altında olduğunu ya da korktuğunu vücutlarının salgıladığı bir kimyasal olan feromon sayesinde algılayabiliyorlar.
Su altında korkan ve stres altında bulunan dalgıçların salgıları incelendiğinde, bu salgının kokusunu farkında olmadan aldığımız ve dolayısıyla karşımızdakinin korktuğunu düşündüğümüz açıklandı.
internet,bilgisayar,oyun,tasarım,bilişim,bilim
biology,
brain,
fear,
health,
human body,
kokusunu,
korkunun,
medicine,
nature,
psychology,
science
25 Nisan 2011 Pazartesi
Tekerlekleri patatesten, direksiyonu havuçtan
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, İngiltere’de Warwick Üniversitesi’nin İnovasyon Merkezi’nde farklı bir deneyim yaşadı. Ergün, bu merkezde geliştirilen ilk organik yarış aracını test etti.
SANAYİ ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, İngiltere’de Warwick Üniversitesi’nin İnovasyon Merkezi’nde dünyanın ilk ‘organik yarış arabası’nı test etti. Ergün, “Bu aracın tekeri patatesten, direksiyonu havuçtan, gövdesi çimen saplarından, yakıtı kakao çekirdeklerinden oluşuyor. Bu ürünlerin fabrikalardan atıkları alınıyor ve otomobile dönüştürülüyor. Gerçekten de üzerinde çalışılması gereken bir proje” dedi.
İlk organik araç
SANAYİ ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, İngiltere’de Warwick Üniversitesi’nin İnovasyon Merkezi’nde dünyanın ilk ‘organik yarış arabası’nı test etti. Ergün, “Bu aracın tekeri patatesten, direksiyonu havuçtan, gövdesi çimen saplarından, yakıtı kakao çekirdeklerinden oluşuyor. Bu ürünlerin fabrikalardan atıkları alınıyor ve otomobile dönüştürülüyor. Gerçekten de üzerinde çalışılması gereken bir proje” dedi.
İlk organik araç
internet,bilgisayar,oyun,tasarım,bilişim,bilim
direksiyonu,
hardware,
havuçtan,
nature,
organic race car,
patatesten,
science,
technology,
tekerlekleri
22 Nisan 2011 Cuma
Bazı maymunlar HIV'e dirençli
Bazı maymunlar HIV'e dirençli
Cenevre ve Zürih üniversitelerinden bilimadamlarının yaptığı araştırma bazı maymunlardaki bir proteinin HIV'e direnç gösterdiğini ortaya koydu.
"Nature" dergisinde yayımlanan araştırmada TRIM5 adlı proteinin, hücreye girdikten sonra virüsün çoğalmasını engelleyerek, al yanaklı makakların AIDS'e yakalanmamasını sağladığı belirtildi.
Cenevre ve Zürih üniversitelerinden bilimadamlarının yaptığı araştırma bazı maymunlardaki bir proteinin HIV'e direnç gösterdiğini ortaya koydu.
"Nature" dergisinde yayımlanan araştırmada TRIM5 adlı proteinin, hücreye girdikten sonra virüsün çoğalmasını engelleyerek, al yanaklı makakların AIDS'e yakalanmamasını sağladığı belirtildi.
internet,bilgisayar,oyun,tasarım,bilişim,bilim
bazı,
dirençli,
Entomoloji,
Etoloji,
Herpetoloji,
hiv,
hive,
İhtiyoloji,
maymun,
maymunlar,
nature
17 Nisan 2011 Pazar
İlk dil Afrika kıtasında ortaya çıktı
Yeni Zelandalı bir araştırmacı, dünyadaki dilleri en küçük yapı taşı olan fonemlere ayırarak, ilk dilin Afrika kıtasında ortaya çıktığı sonucuna vardı.
Science dergisinde yayımlanan yeni bir araştırmada, bugün bildiğimiz anlamda insan dillerinin ilk kez Güney Afrika’da ortaya çıktığı ve oradan dünya geneline yayıldığı sonucuna varıldı.
Washington Post’ta yer alan habere göre, Yeni Zelanda’da bulunan Auckland Üniversitesi’nden araştırmacı Quentin Atkinson, 504 dili, en küçük yapı taşı olan “fonem”lere ayırarak dillerin kökeninin nereden geldiğini inceledi.
Daha sonra dünya genelindeki dillerde bu fonemlerin ne sıklıkla kullanıldığına bakan Atkinson, bir halk Afrika’dan ne kadar uzaklaşırsa, dilinde o kadar az fonem bulunduğunu keşfetti.
Atkinson’a göre, Güney Amerika ve Pasifik Adaları’ndaki diller en az sayıda foneme sahipken, en fazla sayıda foneme sahip olan diller ise Afrika dilleri oldu.
NE KADAR YAKIN O KADAR FONEM
İnsan toplulukları Afrika’dan ayrıldıkça dillerindeki fonem sayısı da azalıyor. Her göçte fonem kaybı bir aşama daha ilerliyor. Bu durum insanların genetik yapılarındaki değişimle aynı mantıkta çalışıyor.
Buna göre, insanlığın doğum yeri olarak görülen Afrika kıtasından uzaklaştıkça, bireylerin genetik yapıları arasındaki küçük farklıkların sayısı azalıyor.
Atkinson’ın araştırmasını sıra dışı yapan şey dilin geçmişini inceliyor olması. New York Times’ın konuyla ilgili haberine göre, dünyanın en eski dili 50 bin yaşında, bu da insanlığın Afrika’da ortaya çıkıp dünyaya yayılışıyla ilgili çerçeveye uygun bir tespit.
Ancak haberde kelimelerin çok hızlı evrimleşmesi dolayısıyla, dil bilimcilerin 10 bin yaşın üzerinde olduğu iddia edilen dillere şüpheyle yaklaştığı ifade edildi.
DNA ZİNCİRİ GİBİ
Atkinson araştırmasında “DNA dizileri temel alınarak gen haritası oluşturulması için kullanılan gelişmiş istatistiksel metotlar”dan faydalandı.
Bazı bilim insanları tarafından şüpheyle karşılansa da bu metotların insan dilinin bilinmeyenlerinin ortaya çıkarılması için önemli olduğu belirtiliyor. Ohio Üniversitesi’nden dil bilimci Brian D. Joseph, “Bazıları bu bulguları reddedecektir ama bence bu araştırmayı ciddiye almalıyız” dedi.
Science dergisinde yayımlanan yeni bir araştırmada, bugün bildiğimiz anlamda insan dillerinin ilk kez Güney Afrika’da ortaya çıktığı ve oradan dünya geneline yayıldığı sonucuna varıldı.
Washington Post’ta yer alan habere göre, Yeni Zelanda’da bulunan Auckland Üniversitesi’nden araştırmacı Quentin Atkinson, 504 dili, en küçük yapı taşı olan “fonem”lere ayırarak dillerin kökeninin nereden geldiğini inceledi.
Daha sonra dünya genelindeki dillerde bu fonemlerin ne sıklıkla kullanıldığına bakan Atkinson, bir halk Afrika’dan ne kadar uzaklaşırsa, dilinde o kadar az fonem bulunduğunu keşfetti.
Atkinson’a göre, Güney Amerika ve Pasifik Adaları’ndaki diller en az sayıda foneme sahipken, en fazla sayıda foneme sahip olan diller ise Afrika dilleri oldu.
NE KADAR YAKIN O KADAR FONEM
İnsan toplulukları Afrika’dan ayrıldıkça dillerindeki fonem sayısı da azalıyor. Her göçte fonem kaybı bir aşama daha ilerliyor. Bu durum insanların genetik yapılarındaki değişimle aynı mantıkta çalışıyor.
Buna göre, insanlığın doğum yeri olarak görülen Afrika kıtasından uzaklaştıkça, bireylerin genetik yapıları arasındaki küçük farklıkların sayısı azalıyor.
Atkinson’ın araştırmasını sıra dışı yapan şey dilin geçmişini inceliyor olması. New York Times’ın konuyla ilgili haberine göre, dünyanın en eski dili 50 bin yaşında, bu da insanlığın Afrika’da ortaya çıkıp dünyaya yayılışıyla ilgili çerçeveye uygun bir tespit.
Ancak haberde kelimelerin çok hızlı evrimleşmesi dolayısıyla, dil bilimcilerin 10 bin yaşın üzerinde olduğu iddia edilen dillere şüpheyle yaklaştığı ifade edildi.
DNA ZİNCİRİ GİBİ
Atkinson araştırmasında “DNA dizileri temel alınarak gen haritası oluşturulması için kullanılan gelişmiş istatistiksel metotlar”dan faydalandı.
Bazı bilim insanları tarafından şüpheyle karşılansa da bu metotların insan dilinin bilinmeyenlerinin ortaya çıkarılması için önemli olduğu belirtiliyor. Ohio Üniversitesi’nden dil bilimci Brian D. Joseph, “Bazıları bu bulguları reddedecektir ama bence bu araştırmayı ciddiye almalıyız” dedi.
Arıların katili, kaçak kimyasallar çıktı
Bal üretiminde dünyada ikinci sırada yer alan Türkiye'de, son 5 yılda yaşanan toplu ölümler sebebiyle 100 binden fazla arı kolonisi yok oldu.
Bu durumu araştıran Tekirdağ Namık Kemal Üniversite- si'nde görevli bilim adamları, katilin, Tarım Bakan- lığı'nın yasakladığı, ancak çiftçilerin kaçak olarak kullandığı kimyasal ilaçlar olduğunu tespit etti. Bunun üzerine harekete geçen bakanlık, tohum ıslah projesi başlattı. 120 bin koloni arının yaşadığı Trakya'da 10 bin koloni arı korumaya alındı. Çiftçilere, üniversitede eğitim verilmeye başlandı.
Bu durumu araştıran Tekirdağ Namık Kemal Üniversite- si'nde görevli bilim adamları, katilin, Tarım Bakan- lığı'nın yasakladığı, ancak çiftçilerin kaçak olarak kullandığı kimyasal ilaçlar olduğunu tespit etti. Bunun üzerine harekete geçen bakanlık, tohum ıslah projesi başlattı. 120 bin koloni arının yaşadığı Trakya'da 10 bin koloni arı korumaya alındı. Çiftçilere, üniversitede eğitim verilmeye başlandı.
internet,bilgisayar,oyun,tasarım,bilişim,bilim
agriculture,
animal,
arıların,
bee,
çıktı,
flower,
honey,
kaçak,
katili,
kimyasallar,
nature,
plant
27 Mart 2011 Pazar
Duruma en iyi uyum gösteren hayatta kalır
Binlerce farklı bakteri dizisi üzerinde yapılan araştırma, güçlü olanın değil 'duruma en iyi uyum gösterenin' hayatta kaldığını gösterdi.
Bakteriler üzerinde yapılan ve 25 yıl süren araştırmaya göre bazen en güçlü olan değil, en iyi uyum sağlayabilen canlılar hayatta kalıyor.
Science dergisinin haberine göre Michigan State Üniversitesi’nden Richard Lenski ve arkadaşları, E. Coli tipi bakterilerle yaptıkları araştırmalarda şaşırtıcı sonuçlar elde ettiler. Daha güçsüz olan organizmaların güçlü olanların önüne geçtiğini kaydeden araştırmacılar, ilk şaşkınlığı atlattıktan sonra bu durumun bir satranç oyunundan çok da farklı olmadığını gördüler.
Bakteriler üzerinde yapılan ve 25 yıl süren araştırmaya göre bazen en güçlü olan değil, en iyi uyum sağlayabilen canlılar hayatta kalıyor.
Science dergisinin haberine göre Michigan State Üniversitesi’nden Richard Lenski ve arkadaşları, E. Coli tipi bakterilerle yaptıkları araştırmalarda şaşırtıcı sonuçlar elde ettiler. Daha güçsüz olan organizmaların güçlü olanların önüne geçtiğini kaydeden araştırmacılar, ilk şaşkınlığı atlattıktan sonra bu durumun bir satranç oyunundan çok da farklı olmadığını gördüler.
19 Mart 2011 Cumartesi
Büyük balıkların nesli hızla tükeniyor
Küresel balık tüketimi rekor seviyeye ulaştı. BM Gıda ve Tarım örgütü verilerine göre dünya balık alanlarının üçte biri aşırı derecede sömürülüyor, yok ediliyor ve bu alanların bir an önce yeniden üremeye bırakılması gerekiyor.
Örgüt Dünya Balıkçılık ve Su Kültürü Raporu’nu yayınladı. Washington’da yapılan Amerikan Bilim Geliştirme Derneği tarafından düzenlenen toplantıda bu konuda alınması gereken önlemler tartışıldı.
2050 yılında hala balık olacak ama bugün bildiğimiz anlamda okyanus olmayacak.
British Columbia Üniversitesi’nden Profesör Villy Christensen okyanusların geleceğini çok karanlık görüyor:
Okyanusları değiştirdik. Büyük balıkları tükettik.
Christensen Ecobath veri tabanından 200 deniz modelini inceleyerek toplantıda bulgularını açıkladı:
Büyük balıkların neslinin son yüz yıl içinde üçte iki oranında azaldığını tahmin ediyoruz. Bu tükeniş hızla devam ediyor.
Örgüt Dünya Balıkçılık ve Su Kültürü Raporu’nu yayınladı. Washington’da yapılan Amerikan Bilim Geliştirme Derneği tarafından düzenlenen toplantıda bu konuda alınması gereken önlemler tartışıldı.
2050 yılında hala balık olacak ama bugün bildiğimiz anlamda okyanus olmayacak.
British Columbia Üniversitesi’nden Profesör Villy Christensen okyanusların geleceğini çok karanlık görüyor:
Okyanusları değiştirdik. Büyük balıkları tükettik.
Christensen Ecobath veri tabanından 200 deniz modelini inceleyerek toplantıda bulgularını açıkladı:
Büyük balıkların neslinin son yüz yıl içinde üçte iki oranında azaldığını tahmin ediyoruz. Bu tükeniş hızla devam ediyor.
internet,bilgisayar,oyun,tasarım,bilişim,bilim
animal,
balıkların,
biology,
büyük,
fish,
hızla,
nature,
nesli,
ocean,
science,
sea,
tükeniyor
25 Şubat 2011 Cuma
Dikensiz Gül Üretilecek
Süleyman Demirel Üniversitesi'nde yapılan bilimsel çalışmalarla dikensiz gül üretilmeye çalışılıyor.
Gülü seven dikenine katlanır. Çok zaman kullandığımız bu atasözü, artık tarihe karışıyor.
Süleyman Demirel Üniversitesi’nde yapılan bilimsel çalışmalarla dikensiz gül üretilecek.
Kimi zaman şiirlere, kimi zaman aşklara konu olur güller. Bülbülün tek derdi de gülün dalındaki dikenidir.
Ancak gülün dikeni bilim adamlarının yaptığı bir çalışmayla çok yakında tarihe karışacağa benziyor.
Gülü seven dikenine katlanır. Çok zaman kullandığımız bu atasözü, artık tarihe karışıyor.
Süleyman Demirel Üniversitesi’nde yapılan bilimsel çalışmalarla dikensiz gül üretilecek.
Kimi zaman şiirlere, kimi zaman aşklara konu olur güller. Bülbülün tek derdi de gülün dalındaki dikenidir.
Ancak gülün dikeni bilim adamlarının yaptığı bir çalışmayla çok yakında tarihe karışacağa benziyor.
internet,bilgisayar,oyun,tasarım,bilişim,bilim
agriculture,
biology,
dikensiz,
farming,
gül,
nature,
olur,
plant,
rose,
science
5 Ocak 2011 Çarşamba
Arıların gözünden kamera görüntüsü
Arıların gözünden esinlenerek 3D kamera yaptı. Dünyada benzeri yok!
Prof. Leblebici, arıların gözlerinden esinlenerek ürettikleri 3D kameranın 360 derecelik görüntü alabildiğini söyledi. Buluş, spordan otomotive yeni uygulamalara yol açacak.
Prof. Leblebici, arıların gözlerinden esinlenerek ürettikleri 3D kameranın 360 derecelik görüntü alabildiğini söyledi. Buluş, spordan otomotive yeni uygulamalara yol açacak.
internet,bilgisayar,oyun,tasarım,bilişim,bilim
3d camera,
arıların,
bee eyes,
görüntüsü,
gözünden,
kamera,
nature,
science,
technology,
video
9 Aralık 2010 Perşembe
Suda yaşayan boynuzlu dinozor fosili
Güney Kore'de ortaya çıkarılan yeni dinozor fosili, kayıtlardaki 20 milyon yıllık bir boşluğu dolduruyor.
Güney Kore, Japonya ve Amerika’lı paleontologların oluşturduğu ekip, Güney Kore’de buldukları yeni dinozor fosilini inceleyerek yayınladılar. Yeni bir cins olarak tanımlanan ve Koreaceratops hwaseongensis şeklinde adlandırılan boynuzlu dinozor, 103 milyon yıl önce Erken Kretase döneminin sonlarına doğru yaşamış.
Güney Kore, Japonya ve Amerika’lı paleontologların oluşturduğu ekip, Güney Kore’de buldukları yeni dinozor fosilini inceleyerek yayınladılar. Yeni bir cins olarak tanımlanan ve Koreaceratops hwaseongensis şeklinde adlandırılan boynuzlu dinozor, 103 milyon yıl önce Erken Kretase döneminin sonlarına doğru yaşamış.
internet,bilgisayar,oyun,tasarım,bilişim,bilim
animal,
archeology,
biology,
boynuzlu,
dinosaur,
dinozor,
fossil,
history,
nature,
paleontology,
science,
suda,
yaşayan
27 Kasım 2010 Cumartesi
Bir milyon yıl öncesine ait yılan fosili
Mardin'deki Deyrulzafaran Manastırı'nda bir taş üzerinde bir milyon yıl öncesine ait olduğu tahmin edilen yılan fosili bulundu.
İl Kültür ve Turizm Müdürü Davut Beliktay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Deyrulzafaran Manastırında bir gezi sırasında taş üzerinde yılan fosiline rastladıklarını belirterek, uzmanlarca yapılan araştırmalarda, fosilin en az bir milyon yıl önceye ait olduğunun tahmin edildiğini söyledi.
Bir milyon yıl önce bölgede hayvan varlığının yoğun olduğu yönünde bilgiler bulunduğunu ifade eden Beliktay, şöyle dedi:
İl Kültür ve Turizm Müdürü Davut Beliktay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Deyrulzafaran Manastırında bir gezi sırasında taş üzerinde yılan fosiline rastladıklarını belirterek, uzmanlarca yapılan araştırmalarda, fosilin en az bir milyon yıl önceye ait olduğunun tahmin edildiğini söyledi.
Bir milyon yıl önce bölgede hayvan varlığının yoğun olduğu yönünde bilgiler bulunduğunu ifade eden Beliktay, şöyle dedi:
19 Kasım 2010 Cuma
Akdenizli köpek balıklarının kökeni
Bugüne kadar Akdeniz'deki beyaz köpek balıklarının atalarının Atlantik Okyanusu'ndaki akrabaları olduğu sanılıyordu.
Ancak İskoçya'daki Aberdeen Üniversitesi'nden bilim adamları, iki cinsin DNA özelliklerinin birbirinden çok farklı olduğunu ortaya çıkardı.
Proceedings of the Royal Society adlı dergide yayınlanan çalışmaya göre beyaz köpek balıkları, aslında Avustralya ve Yeni Zelanda açıklarındaki köpek balıkları ile akraba.
Bilim adamlarına göre bu akrabalık 450 bin yıl öncesine uzanıyor.
Ancak İskoçya'daki Aberdeen Üniversitesi'nden bilim adamları, iki cinsin DNA özelliklerinin birbirinden çok farklı olduğunu ortaya çıkardı.
Proceedings of the Royal Society adlı dergide yayınlanan çalışmaya göre beyaz köpek balıkları, aslında Avustralya ve Yeni Zelanda açıklarındaki köpek balıkları ile akraba.
Bilim adamlarına göre bu akrabalık 450 bin yıl öncesine uzanıyor.
internet,bilgisayar,oyun,tasarım,bilişim,bilim
akdenizli,
animal,
balıklarının,
biology,
genetic,
history,
kökeni,
köpek,
mediterranean sea,
nature,
shark
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)