Translate

İzleyiciler

31 Temmuz 2011 Pazar

Çocuğunuzun oyunlarını ciddiye alın

Norveç'i kana bulayan İslam ve göçmen düşmanı Anders Breivik'in şiddet içeren oyunların müdavimi olduğu öğrenilince gözler yeniden bu younlara çevrildi.

Geçen hafta dünya, Anders Behring Breivik'i konuştu. Herkes, "Bu katlam neden?" diye sordu. Yorumlar ırkçılık, göçmen karşıtlığı ve İslamofobi üzerine yoğunlaştı. Fakat katilin günlüklerinde çok dikkat çeken bir ayrıntı vardı: Breivik tam bir savaş oyunları tutkunuydu.
Norveç'te 76 genci gözünü kırpmadan öldüren Anders Behring Breivik'i böyle bir katliama iten sebepler neydi? Yorumlar daha çok ırkçılık, göçmen karşıtlığı ve İslamofobi üzerine yoğunlaştı. Tespitler boşuna değildi. Fakat dikkat çeken bir şey daha vardı: Breivik'in tam bir savaş oyunları tutkunu olması.
Peki, katliamla bunun ne ilgisi var? Bağlantıyı Breivik kendi kuruyor aslında. Manifestosunda, Call of Duty, World of Warcraft, Modern Warfare 2 gibi oyunlarla İslam karşıtı militan yetiştirilebileceğini ve bu oyunları oynamaktan çok zevk aldığını söylüyor. Üstelik, 25 yaşındayken oyun oynamak için iş ve eğitim hayatına bir yıl ara verdiğini, katliamı yapmadan önce de Modern Warfare 2 oynadığını belirtiyor.
Manifestoda militan yetiştirilmesi için önerilen bu ve benzeri oyunlar, son yıllarda her yaş grubu içinde hızla yayılıyor. Bu da "Savaş oyunları oynamak böyle sonuçlar doğurabilir mi?" sorusunu akla getiriyor.
Amerika'da bir çocuk, Call of Duty adlı oyunun etkisiyle yoldan geçen 5 kişiyi vurmuş, 'level atladığını' söylemişti. Benzer bir olay da Adıyaman'da gerçekleşmiş, bir çocuk kuzenini tüfekle öldürmüş, "Neden yaptın?" sorusuna, "Oyun oynuyoruz ne olacak ki!"şeklinde cevap vermişti.
Savaş oyunları üzerine araştırmalar yapan uzman pedagog Adem Güneş'in anne-babalara kesin ihtarı var: "Oyun deyip geçmeyin! Çocuklarınızı kontrol edin. Hatta, savaş oyunlarını oynatmamaya çalışın. Bu oyunlar insan gözünde şiddeti, adam öldürmeyi normalleştiriyor; merhameti alıyor, vicdan duygusunu yok ediyor!" Güneş, yorumunu Ankara Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmaya dayandırıyor. Araştırmaya göre, ölüm kelime olarak bile insan zihninde acıyı çağrıştırır. Fakat, sürekli ölüm sahnelerini gören bir insan, bir süre sonra ölümü sıradan bir şey olarak algılamaya başlıyor.
'Çocuk sessiz sakin'
Güneş, "Ebevenler çocuğun sakinliğine bakıp yanılmamalı. Çünkü zaten, oyunların etkisi hiç ummadığınız anda şiddeti tetikleyen bir şeyler olduğunda ortaya çıkıyor." diyor ve ekliyor: "Tıpkı şeker hastalığı gibi. Nasıl ki diyabet hastaları dışarıdan vücuda dokunan bir şeyler aldığında komaya girebiliyor, gözleri kör oluyorsa, şiddeti sanal ortamda görenler de, gördüklerini uygulamaya dökecek bir şeyler olduğunda yansıtırlar oyunlardan kaptıkları virüsü."
Her yaşa etkisi farklı
Güneş'e göre, savaş oyunlarının zararları bunlarla sınırlı değil. Oyunlar, her yaş grubunda farklı sıkıntılar doğuruyor. En tehlikeli olanı 7-10 yaş arası. Çünkü bir insanın kişiliği o yaşlarda oturuyor. Güneş, "Kişiliğin inşa edildiği çağlarda yapı malzemesi olarak şiddet kullanılırsa ileride acı çektirmeyi normal karşılayacak bireyler yetişir." diyor. 12- 14 yaş grubu içinse tehlike daha az. Çünkü o yaşlardaki çocuklar, değerlerini artık kazanmıştır. Tek sorun, bu oyunları oynamaya başlayınca kazandıklarını yitirme ihtimali olması.
Yetişkinler içinse bambaşka bir problem var ortada: Asosyalleşme. Savaş oyunu oynayan yetişkinler, genelde üzerine düşen görevleri yapmıyor ve bu oyunları hayattan, hayatın sıkıntılarından kaçmak olarak kullanıyor. Güneş'e göre, savaş oyunlarının herkeste görülebilecek olumsuz etkileri ise asıl problem. Bir kere oyunlarda, sürekli hayatta kalabilme mücadelesi olduğu için kişiler gerçek hayatta daha bencil olabiliyor. Sürekli yenme duygusu sanal bağımlılık oluşturabiliyor. Daha da kötüsü, bağımlılığın ardından geliyor. Çünkü kişi, bir süre sonra gerçek ve sanal hayat arasındaki farkı ayırt edemez hale geliyor. Bu da 'sanal şizofreni' dediğimiz hastalığın belirtileri arasında. O dakikadan sonra artık tedavi gerekiyor. Güneş, konuyla ilgili yaptığı araştırmalara dayanarak pek çok meslektaşına göre çok daha keskin: "Savaş oyunları +18 olsun. Hatta, internette erişimi engellensin!"
Çocuklar internet kafeden çıkmıyor!
İnternet kafeler, adeta savaş oyunları oynamak için bir araya gelmiş çocuklara hizmet veriyor. İçlerinde hiç başından kalkmayarak oynayanlar da var, evde oynamak yasak olduğu için günlerini internet kafede geçirenler de. En kötüsü ise farkında olmadan şiddet virüsünü kapmış olmaları. Şirinevler'de bir internet kafede görüştüğümüz 14 yaşındaki Ahmet E.A., günde en az sekiz saat oynadığını ve bağımlı olduğunu söylüyor. Ahmet'in başka bir problemiyse her gece rüyasında kendisini o oyunların içinde görmesi.
"Uyandığımda savaşların etkisinden kurtulamıyorum. Hatta bazen gerçekten, düşman askerleri çok kolayca öldüren bir komutan olduğuma inanıyorum." diyor. 12 yaşındaki Burak Y. ise savaş oyunları oynamaya ağabeyiyle başladığını ve 7 yaşından beri oynadığını söylüyor. "Ölümden korkar mısın?" sorumuza ise duymak istemediğimiz bir cevap veriyor: "Ben! Ölümden korkacağım. Yapma abla! Ben zaten bu oyunu her gün daha fazla askeri öldürmek için oynuyorum." 13 yaşındaki Ali B. , neden bu oyunları oynadığını şöyle anlatıyor: "Milli duygularım kabarıyor, düşmanları öldürüyorum başka da bir sebebi yok."
Computer - Internet Technology Design World ----------------------------------- internet,oyun,bilgisayar,bilişim,Programlama,Bilim Network,Msn,Yahoo,messenger,Gmail,Hotmail

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Computer - Internet Technology Design World -----------Bilim ve Teknik -----------internet,oyun,bilgisayar,bilişim,Programlama,Bilim Network,Msn,Yahoo,messenger,Gmail,Hotmail