Computer - Internet Technology Design World --Tasarım --------Bilim ve Toplum - Bilim ve Teknik -- Sosyal Medya -
internet,oyun,bilgisayar,bilişim,Programlam,Twitter,Instagram,Facebook
Ödüllü astrobiyolog Richard Hoover, meteorlarda dünya dışı
mikroorganizmalar bulduğunu açıkladı. Hoover'a göre bu bulgular, uzayda
yaşamın varlığını kanıtlıyor.
Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi NASA'da 1992'de "yılın
mucidi" ödülüne layık görülen astrobiyolog Richard Hoover (46), tek
hücreli yosunlar üzerine yaptığı çalışmalarla dünya çapında üne sahip
oldu. Birçok konuda uzmanlığı bulunan Hoover, NASA ve Marshall Uzay Uçuş
Merkezi'nde, olağanüstü ortamlarda yaşayan mikroorganizmalar üzerine
araştırmalar yaptı. Geçtiğimiz günlerde NASA'dan emekli olan Hoover,
Uluslararası UFO Konferansı'nda uzayda hayatın varlığına dair kanıtları
olduğunu açıkladı. 1806 ve 1864'te Fransa'ya düşen iki meteor ile
1969'da Avusturalya'da bulunan meteorları inceleyen Hoover'ın
açıklamaları, bilim dünyasında tartışma yarattı. 'DÜNYAYA AİT DEĞİLLER'
Hoover,
mikroorganizmaların meteorlara yeryüzünde bulaştığı savının, bilimsel
gerçeklerden uzak olduğunu kaydetti. Yeryüzündeki mikroorganizmaların
nitrojen içerdiğini ve canlı bir varlık ölünce
Gök bilimciler, Güneş’e ikizi kadar benzeyen bir yıldızın
yörüngesinde gezegen keşfetti. ‘Güneş’in ikizi’, Dünya’dan 2500 ışık
yılı mefafadeki bir yıldız kümesinde yer alıyor.
Şili’de
bulunan Avrupa Güney Gözlemevi’ne (ESO) bağlı HARPS teleskobu, Güneş’e
ikizi kadar benzeyen bir yıldızın yörüngesinde gezegen bulunduğunu
tespit etti. ESO, ilk kez Güneş’e büyük benzerlik gösteren bir yıldızın
yörüngesinde gezegen tespit edildiğini açıkladı.
Jüpiter’den biraz daha küçük olduğu belirtilen dış
Dünya’nın en derin noktalarından birinde gezegenin sesini dinlediler. Bilim
insanları, Dünya’nın en derin noktasına inecek deliği açmak ve
gezegenimizin ‘kalp atışını’ dinlemek için 1990’da başlattıkları projede
başarıya ulaştı. Almanya’da açılan 9101 metre derinliğineki ‘teleskop’,
Dünya’nın en derin noktasındaki sesi kaydetti.
Dünya’nın
çekirdeğine inecek en derin sondajı yapmak ve gezegenimizin
derinliğindeki sesi dinlemek için 20 yılı aşkın bir süredir çalışan
bilim insanları, amaçlarına ulaştı.
Almanya’nın güneyinde, 300
milyon yıl önce süper kıta Pangea’yı oluşturan iki kara parçasının
NASA, güneşin manyetik alanındaki ters kutuplaşma nedeniyle birkaç hafta içinde baş aşağı döneceğini duyurdu.
Bu olay güneş sistemi boyunca dalgalanma etkileri yaratacak.
Kulağa bir doğal felaket gibi gelmesine karşın bu olay nedeniyle paniğe gerek olmadığı belirtiliyor.
Güneş, her 11 yılda bir manyetik kuzey ve güney kutuplarını kendi iç mekanizması aracılığıyla değiştiriyor.
Uzmanlar bu mekanizma hakkında fazla bilgiye sahip değiller.
Ancak bu değişimin uydu ve radyolarda yayın kesinitisine neden olan jeomanyetik fırtınlar yaratabileceği belirtiliyor.
NASA, geçtiğimiz ağustos ayında bu değişimin dört ay içersinde
gerçekleşeceğini, ancak kesin tarih vermenin mümkün olmadığını
duyurmuştu.
Computer - Internet Technology Design World --------------- Bilim ve Toplum - Bilim ve Teknik -- -------------------- internet,oyun,bilgisayar,bilişim,Programlama,Bilim Network,Msn,Yahoo,messenger,Gmail,Hotmail,Cep, İPhone,Android
Avrupalı astrofizik uzmanları, içinde bir yıldız ve yedi gezegenin bulunduğu ikinci bir Güneş Sistemi buldu.
Astrofizikçiler,
Dünya ve Güneş Sistemi'ne benzer bir sistem arayışlarında önemli
gelişme kaydetti. Avrupalı astrofizikçiler, Güneş sistemi ile aynı
yapıda ikinci bir sistem tespit ettiklerini duyurdu.
Alman
Havacılık ve Uzay Merkezi DLR, dünyadan 2 bin 500 ışık yılı uzaklıkta,
içinde yedi gezegenin bulunduğu ikinci bir Güneş Sistemi'nin varlığının
anlaşıldığını bildirdi.
Mavi Gezegen Dünya üst yörüngeden nasıl görünüyor?
Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi NASA yörüngedeki Uluslararası Uzay İstasyonu'ndan çekilen görüntüleri yayınladı. İstasyon yörüngedeyken çekilen gece ve gündüz görüntüleri ilginç bir gezinti yaptırıyor.
Dünya uydu bakışı nasıl görünüyor?
Yeryüzünden 460 kilometre yükseklikte, yörüngesinde dönen Uluslararası Uzay İstasyon'undaki kameralar farklı zamanlarda kayıtlar yaptı.
Güneş Sistemi'nden binlerce ışık yılı uzakta üç yeni gezegen ve gizemli bir gök cisminin keşfedildiği bildirildi. Penn Üniversitesi Astronomi ve Astrofizik Bölümü'nden Prof. Alex Wolszczan önderliğindeki uluslararası bir ekip, Hobby-Eberly teleskobunu kullanarak her biri ölmekte olan bir yıldızın yörüngesinde bulunan üç gezegen keşfetti.
Wolszczan, HD 240237, BD 48 738 ve HD 96127 adı verilen yıldızlardan birinin yörüngesinde bir de gizemli gök cisminin bulunduğunu açıkladı.
Bilinen en sıcak Güneş-dışı gezegen her saniye 6 milyar ton kütleyi yıldızına kaptırıyor.
Uluslararası bir astrofizikçiler grubu, 2008 yılında keşfedilmiş olan bir Güneş-dışı gezegenin, çok yakınında dolandığı yıldızı tarafından yutulmakta olduğunu belirledi.
Güneş Sistemimizdeki Jüpiter ve Satürn gibi bir “gaz devi” olan gezegen, Dünya’dan 871 ışıkyılı uzaklıkta Arabacı (Auriga) Takımyıldızı bölgesinde, kütlesi ve çapı Güneş’inkinden daha büyük bir yıldızın çevresinde dolanıyor.
Amerikalı gökbilimciler, Kepler uzay teleskobuyla yaptıkları gözlemlerde kömürden de siyah bir uzak gezegeni inceledi. Yıldızı etrafında sadece 5 milyon kilometre mesafede yörüngede dönen Jüpiter büyüklüğündeki karanlık gezegende sıcaklığın 1200 santigrat derece civarında olduğu tahmin ediliyor.
Güneş Sistemi’nde merkeze en yakın gezegen olan Merkür’ün yüzeyinde bugüne kadar yapılan en kapsamlı araştırma, bilim insanlarını şaşkınlığa uğrattı. ABD Havacılık ve Uzay Dairesi’nin (NASA) bir yıl sürecek görev için mart ayında Merkür’ün yörüngesine gönderdiği Messenger uzay aracının elde ettiği veriler ve fotoğraflar, gezegenle ilgili hiç bilinmeyen bazı gerçekleri ortaya koydu.
Bilim insanları, Güneş Sistemi’nden 1,200 ışık yılı uzaklıkta yeni bir yıldız keşfetti.
Bugüne dek eşine rastlanmayan jeolojik özelliklere sahip olan gezegenin, gök bilimcileri heyecanladıran çok farklı bir yönü var. Gezegenin elmastan olduğu tahmin ediliyor.
Jüpiter’in yaklaşık 1,5 katı olan WASP-12b adı verilen gezegen, çok sıcak bir atmosfere ve yüksek gaz yoğunluğuna sahip. Bu özellikleri, dev gezegenin yaşama olanak vermesini engelliyor. Ancak bilim insanları, karbon yoğunluğu çok zengin olan WASP-12b'nin “elmas örtüsüyle” kaplı olma ihtimalinin bulunduğunu belirtiyor.
Neredeyse 1 asır öncesinden kalan bu antika PC, bakın aslında ne kadar da marifetliymiş...
Pek çoğumuz evimize kullandığımız cannavar PC'lerimizle övünüyoruz ama yıllar önce süper bilgisayar dendiğinde çok farklı şeylerden bahsediliyordu. İşte bunun en güzel örnelerinden biri: Milyoner!
1914 ve '30'lu yıllar arasında kullanılan bu İsviçreli makine, Plüton gezegenini keşfetmek için yapılmıştı. "Milyoner" adındaki cihaz, Plüton'un yörüngesini hesaplamak için kullanılmıştı. Hesaplamalar yapıldıktan sonra Arizona'da bulunan Lowell Observatory'nin tozlu tavan aralarında bir yerde kaderine terk edilen makine bugün, yıllar sonra tekrar gün ışığına çıkarıldı.