Translate

İzleyiciler

14 Ağustos 2011 Pazar

Bilgisayar ve Bilgi Güvenliği El Kitabı / Computer and Information Security


Bilgisayar ve Bilgi Güvenliği El Kitabı / Computer and Information Security

Download / İndir
Computer and Information Security Handbook 2009 Edition.rar
Computer - Internet Technology Design World --------------- Bilim ve Toplum - Bilim ve Teknik -- -------------------- internet,oyun,bilgisayar,bilişim,Programlama,Bilim Network,Msn,Yahoo,messenger,Gmail,Hotmail

Sanata ve sansüre Siyah Bant İnternet Sitesi

 Sanata ve sansüre Siyah Bant

Türkiye tarihi sanata sansür vakalarıyla dolu. ';Siyah Bant' adıyla kurulan internet sitesi tüm bunları dile getirip, tartışmaya açıyor. Konuyu görünür kılmak, tartışabilmek, dayanışmak ve hesap sorabilmek adına...
Siyah Bant, sanata sansürün her aşamasını ilan etmek ve dinamiklerini tartışmak üzere kurulan bir internet sitesi. Ötekileştirme, aşağılama, hedef gösterme, korkutma ve şiddetle tepki gösterme gibi başlıklarla Türkiye’deki kültür sanat politikalarını tartışmaya açıyor, konuyu vakalar üzerinden inceliyor. Pelin Başaran’ın projelendirdiği sitenin ekibinde kimler yok ki. Sabancı Üniversitesi misafir öğretim üyesi Banu Karaca, Depo’nun yöneticisi Asena Günal, kent araştırmacısı Eylem Ertürk, sanat eleştirmeni Erden Kosova, Altyazı genel yayın yönetmeni Fırat Yücel, avukat Murat Altındere ve Galatasaray Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Yasemin İnceoğlu. Başaran’ın kurduğu PARC’ın (Uluslararası Performans Sanatları Araştırma ve Üretim Derneği) ilk görünen projesi Siyah Bant. Sanatla iktidar arasındaki ilişkiyi sorunsallaştıran ve bugüne dek “toplumsal hassasiyetler” olarak dillendirilmenin tercih edildiği, aslında manipüle edilen tüm bu süreçler içindeki dillendirilmeyen aktörleri de konuşuyorlar. Siteye vaka bildirmek ve ilan etmek işin sadece bir adımı. Devamında çeşitli kentlerde toplantılar yaparak, oradaki sanat ortamını, sorunlarını, sansür vakalarını konuşacaklar. En temelde yapmak istedikleri de sanatçılar arasında dayanışma sağlayabilmek ve bu sansürlerden hesap sorabilmek. Banu Karaca ve Pelin Başaran anlatıyor.

13 Ağustos 2011 Cumartesi

Güneş'in gözü

Bir çiçeğin ortasına benzeyen bu fotoğraf, görünebilir ışık kullanılarak elde edilmiş en detaylı Güneş lekesi fotoğrafı.

Güneş üzerindeki bir lekeye ait bu fotoğraf, California'daki Big Bear Teleskopuyla çekildi. Fotoğrafta görülen merkezdeki sıcaklık yaklaşık 3 bin 600 derede, etrafındak bölgelerde ise sıcaklık 5 bin 800 dereceden fazla.

Güneş'in inanılmaz fotoğrafları

Bu fotoğraflara ancak şapka çıkartılır!
Hem içerideki fotoğrafları görünce, hem de nasıl çekildiklerini öğrenince çok şaşıracaksınız...

Amatör astronom Alan Friedman, 20 Ekim günü, evindeki teleskobu kullanarak, Güneş'in inanılmaz fotoğraflarını çekti. Hidrojenin ışığı olarak tanımlanan H-alfa ışık dalga boyunu yakalayan bir filtre kullanan Friedman'ın fotoğrafları çoktan NASA'nın sitesini süslemeye başladı.

Fotoğraflar bir ateş denizine benzese de, aslında sadece Güneş'in en üst tabakası olan korona ile fotosfer tabakalarının arasındaki kromosfer tabakasındaki ışığı yansıtıyor. Friedman, kromosferdeki ışığı yakalamak için, bir H-alfa filtresiyle diğer tüm dalgaboylarındaki ışığı engelleyerek, makineye sadece H-alfa ışığının düşmesini sağladı.

Fotoğraflardaki karanlık alanların güneş lekeleri ve güneşin etrafına yayılmış görülen kütlenin de, güneşi çevreleyen gazların görünür kısmı olduğu belirtiliyor.


Cehennemin fotoğrafı!

Sesten hızlı hareket eden ateş denizleri, onbinlerce dereceye varan sıcaklığıyla yaşamın kaynağı olduğuna inanmak zor.

En yakınımızdaki yıldız ve yaşam kaynağımız olan Güneş'in en nadir fotoğraflarından biri, İtalya'daki gözlem evinde Kevin Reardon adlı uzay bilimci tarafından çekildi.

Tüm fotoğraf, güneşin sadece çok küçük bir kısmını gösteriyor; sadece 160 bin metre kare.
Fotoğrafta görülen girdaba benzer oluşumlar, "spikül" olarak bilinen "ateş tüpleri".

Aristoteles Evren Modeli

Aristoteles Evren Modeli

M.Ö. 4. yüzyılda Platon'un iki küreli evren modeli geçerli olan modeldi. Bu modele göre evren iki küreden ibaretti. Birinci küre, merkezde bulunan Dünyamız, diğeri ise yıldızların oluşturduğu dış küredir ve bir günde bir tam tur dönmekteydi. Gezegenlerde bu iki küre arasında hareket ediyordu. Peki, "Gezegenlerin tek düze ve ard arda hareketinin nedeni nedir?"

Nicolaus Copernicus (d.1473 - ö. 1543). Gökbilimci

Nicolaus Copernicus (d.1473 - ö. 1543). Gökbilimci.

19 Şubat 1473 yılında Torun'da (Polonya) doğan Kopernik temel eğitimini tamamladıktan sonra 1492 yılında Krakov'daki okula devam ederek matematik ve astronomi konularında uzmanlaştı. 1494 yılında evine dönen Kopernik, başpiskopos olan amcasının tesiriyle dini eğitim için İtalya'ya gitti. Orada gökbilimci Domenico Noworra (1454-1504) ile beraber çalıştı. 1497'de memleketine dönüp, kilisede görev aldı fakat bu uzun sürmedi, 1501'de hukuk fakültesine devam etmekte iken, tıp fakultesine başlamak için tekrar İtalya'ya geri döndü. Burada çalışmalarına devam etti.

Batlamyus Evren Modeli

Batlamyus Evren Modeli

Batlamyus'un çalışmalarının temelleri Hipparchus'a dayanır, Batlamyus'un 1400 yıl hükümdarlık süren dünya merkezli evren modeli oluşturmasında çok büyük etkisi olmuştur. Batlamyus, Hipparchus'un 850 yıldız içeren yıldız kataloğunu 1022 yıldıza çıkarmıştır.

Bu arada gezegenlerle de ilgilenen Batlamyus, Aristoteles'in dönen kürelerinin, gezegenlerin hareketini ve parlaklıklarının değişiminin nedenini açıklamakta yeterli olmadığını fark etmiştir. Bu durumu düzeltmek için gezegenlerin Dünya etrafında dolanırken aynı zamanda da Dünya merkezli çember üzerinde dairesel bir hareket (epicycle) yapmaları gerektiğini düşünmüştür.

Tarihte Uzay Senaryoları

Tarihte Uzay Senaryoları Thomas Dick adındaki İskoç bir papaz, Evren'in haddinden fazla iskân edildiğini öne sürecek kadar ileri gitmişti. Bu din adamı popüler bir kitabında, Evren'de yaklaşık 2,5 milyar gezegende, canlıların yaşadığını öne sürmüştü. Bundan çok kısa bir süre sonra 1875 yılında, "New York Sun" adlı saygın bir gazetede, tüm zamanların "en büyük keşfinden" bahsediliyordu. Yeni geliştirilmiş teleskoplarla, astronomlar sözde ayda yaşayan olağanüstü canlıları görmüşlerdi. Ayda yaşayan canlılar, Gazete'nin tarifine göre, 1,20 m büyüklüğünde, kızıl saçlı ve kanatlıydılar.